- kaynaştırmak
- -i, -le1) соединя́ть, сра́щивать; слива́ть воеди́но2) сближа́ть
bu evlilik iki aileyi kaynaştırdı — э́та жени́тьба сбли́зила две семьи́
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
bu evlilik iki aileyi kaynaştırdı — э́та жени́тьба сбли́зила две семьи́
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
kaynaştırmak — i, le Kaynaşmasını sağlamak Siyah ve beyazın tonlarını son derece hünerle kaynaştırır. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
haşir neşir etmek — kaynaştırmak, bir arada bulundurmak Bir rüzgâr gibi alıp bunların arasına atar, beni bunlarla haşir neşir ederdi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaynaştırma — is. 1) Kaynaştırmak işi 2) dbl. Kelime veya birleşik kelime içerisinde bir araya gelen seslerin birbirlerini etkileyerek kısalmaya yol açması olayı: Kayın ana > kaynana, kayın ata > kaynata, sütlü aş > sütlaç gibi Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
perçin tabancası — is. Levha olarak üretilmiş parçaları birbirine üst üste koyarak birleştirmek, kaynaştırmak için kullanılan el aleti … Çağatay Osmanlı Sözlük